İTTİFAK İLİŞKİLERİ ÇERÇEVESİNDEKİ SORUNLAR
Türkiye ve Yunanistan arasındaki uyuşmazlıklar sadece bu iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler çerçevesinde değil aynı zamanda bu ülkelerin ittifak ilişkisi içerisinde bulundukları ülke ve uluslararası örgütlenmeler çerçevesinde de gündeme getirilmektedir. Dolayısıyla, bu örgütlenmeler, bir bakıma Türkiye ve Yunanistan arasındaki mücadelenin zemini haline gelmektedirler.
Bu bakımdan ele alındığında, Türkiye ve Yunanistan'ın üyelik ilişkileri içerisinde bulundukları Avrupa kökenli örgütler ayrı bir önem taşımaktadır. Bu önem ise bu tür örgütlenmelerde nihai hedefin ülkelerin bütünleşmelerine yönelik olmasındadır.
Kıta Sahanlığının Saptanması Sorunu
Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkileri etkilemesi bakımından Ege Denizi kıta sahanlığı sorunu yakın bir geçmişe sahiptir. Ege Denizi'nde 1960'ların başlarından itibaren Yunanistan'ın sismografik araştırmalar ve petrol arama faaliyetleri yürütmesine karşın 1 Kasım 1973 tarihinde Türkiye’nin, Ege Denizi’nin 27 bölgesinde TPAO’ya petrol arama izni vermesi, Türk - Yunan ilişkilerinde yeni bir uyuşmazlığa yol açmıştır.[1]
KIBRIS SORUNU
Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla, İngiltere’nin, Kıbrıs üzerindeki fiili egemenliği, hukuki bir dayanağa kavuşturulduktan sonra, Türkiye ve Yunanistan, bu statüye sadık davranışlar sergilemiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise, Oniki Adaların Yunanistan’a verilmesiyle birlikte, Kıbrıs konusunda da bazı ulusçu beklentiler gündeme gelmiştir.