BALKAN İTİLÂFI DEVLETLERİ İLE BULGARİSTAN ARASINDA ANLAŞMA
Bulgaristanın Balkanlarda sulhun kuvvetlendirilmesi siyasetine bağlı olduğunu ve Balkan Devletlerile iyi komşuluk ve samimî teşriki mesai münasebetleri idame etmek arzusunu beslediğini, ve
Balkan İtilâfı Devletlerinin de Bulgaristana karşı aynı müsalemet fikrile ve aynı teşriki mesai arzusu ile mütehalli olduklarını nazarı itibare alan, aşağıda vaziyülimza,
Bir taraftan, bütün Balkan İtilâfı Devletleri namına hareket eden Balkan İtilâfı Daimî Konseyinin halen Reisi sıfatile Yunanistan Başvekili ve Hariciye Nazırı Ekselans Mösyö Metaksas,
Ve diğer taraftan, Bulgaristan Başvekili ve Hariciye nazırı Ekselans Mösyö Köseivanof, temsil ettikleri Devletlerin, bunlardan her birinin ademi tecavüz hususunda dahil oldukları anlaşmalara tevfikan, yekdiğerlerile karşılıklı münasebetlerinde kuvvete müracaattan istinkâf etmek taahhüdünü aldıklarını bu Devletler namına beyan ederler ve Nöyyi muahedesinin IV. faslının (Askerî, bahrî ve havaî hükümler) ihtiva ettiği hükümlerle kezalik 24 temmuz 1923 de Lozanda imza edilmiş olan Trakya hududu hakkındaki mukavelenin ihtiva ettiği hükümlerin, kendilerine müteallik olarak, tatbikatından sarfınazar edilmesini kararlaşdırırlar.
Selânikde 31 temmuz 1938 tarihinde iki nüsha olarak tanzim edilmiştir.
J. Metaksas G. Köseivanof
Fuat Aksu, "Protracted Conflicts and Foreign Policy Crises in Turkish Foreign Policy", New Concepts and New Conflicts in Global Security Issues, Eds. R. Kutay Karaca and Fatma Zeynep Özkurt, İstanbul: İstanbul Gelişim University Press, 2017: 65-98.
NATO Komuta Kontrol Sorunları
Ege Denizi’nde, Türkiye ve Yunanistan arasında sürmekte olan mücadele, bu ülkelerin NATO çerçevesindeki ilişkilerine de yansımakta ve bazı sorunlara neden olmaktadır. 1952 yılında, NATO savunma sistemine katılan Türkiye ve Yunanistan’ın aynı kanatta yer almaları, savunma planları ve askeri sorumluluklar açısından, iki ülke arasında kimi dengelemelerin yapılmasını gerektirmiş;
İTTİFAK İLİŞKİLERİ ÇERÇEVESİNDEKİ SORUNLAR
Türkiye ve Yunanistan arasındaki uyuşmazlıklar sadece bu iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler çerçevesinde değil aynı zamanda bu ülkelerin ittifak ilişkisi içerisinde bulundukları ülke ve uluslararası örgütlenmeler çerçevesinde de gündeme getirilmektedir. Dolayısıyla, bu örgütlenmeler, bir bakıma Türkiye ve Yunanistan arasındaki mücadelenin zemini haline gelmektedirler.
Bu bakımdan ele alındığında, Türkiye ve Yunanistan'ın üyelik ilişkileri içerisinde bulundukları Avrupa kökenli örgütler ayrı bir önem taşımaktadır. Bu önem ise bu tür örgütlenmelerde nihai hedefin ülkelerin bütünleşmelerine yönelik olmasındadır.
Kıta Sahanlığının Saptanması Sorunu
Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkileri etkilemesi bakımından Ege Denizi kıta sahanlığı sorunu yakın bir geçmişe sahiptir. Ege Denizi'nde 1960'ların başlarından itibaren Yunanistan'ın sismografik araştırmalar ve petrol arama faaliyetleri yürütmesine karşın 1 Kasım 1973 tarihinde Türkiye’nin, Ege Denizi’nin 27 bölgesinde TPAO’ya petrol arama izni vermesi, Türk - Yunan ilişkilerinde yeni bir uyuşmazlığa yol açmıştır.[1]